SCRUM UYGULAMA ÖRNEĞİ

Karakter 1; yeni bir yazılım geliştirme sürecinde Scrum Owner olarak rol almaktadır. Süreçteki görevi  müşterisinin aradığı iş değerini sağlamak için gereksinimleri değerlendirmek ve bulmaktır.Somut iş sonuçları elde etmek için müşterisinin doğru yazılımı alacağından emin olması gerekmektedir . Öncelikle temel kullanım örneklerini yazar ve bunları  müşteri temsilcileri, BT ve iş birimlerinden diğer paydaşlarla tartışır.

Üst düzey kullanım durumlarını ve gereksinimleri bir araya getirdikten sonra, bunları Scrum Product Backlog’a yazar  ve Scrum Takımı ile bir tahmin ve önceliklendirme oturumu başlatır.

Bu oturumlar sırasında Scrum Master olan Karakter 2 herkesin aynı dili konuşmasını sağlar. Bu sayede Scrumın tüm paydaşlarının aynı hedef için uyumlu olmasını amaçlar.İşin sonunda yazılım geliştirme sürecinin başarılı tamamlanmasını istemektedir.

Olay Scrum Owner olan Karakter 1’in üst düzey gereksinimleri daha küçük boyutlu kullanıcı hikayelerinin ilk taslağına ayırmaya başlar. Bir listeyle, daha sonra ilk Sprint Planlama Toplantısını çağırır.

scrum-sprint
Örnek Sprint

Sprint 1, Gün 0:

Sprint Planlama Toplantısı sırasında Scrum Owner, Scrum Ürün İş Listesi öğelerini en yüksek öncelikten en düşüğe doğru sunar. Scrum Takımı açık sorular sorar ve her şeyi netliğe kavuşturur. Ekip, her bir öğe için yeterli kapasiteye sahip olup olmadıklarını ve onu geliştirip sunmak için gerekli bilgi birikimini tartışır. Scrum Takımı , Sprint başlamadan önce gerekli tüm insan ve teknik kaynakların hazır olduğundan emin olmalıdır. Tüm ön koşulların ve bağımlılıkların yerine getirildiğini doğrulamaları gerekir, bu da belirli yazılım özelliklerinin başarılı bir şekilde sunulması için kritik önemdedir.

Sprint Planlama Toplantısı sırasında Scrum takımı Sprint sonuna kadar işleri inceler ve alacakları birim işleri kaçar günde yapabileceğini öngörmeye çalışır.

Scrum Master takım üyelerini çağırır, görevlerini nasıl uygulayacaklarını sorar, fazla görev alana emin olup olmadığını sorup, kapasitesinin altında iş alan üyeye nedenini sorar.

Ortaya çıkan görevler kartlara yazılır ve bunlar Sprint Backloga asılır.

pbı
Product Backlog

Sprint 1 , Gün 1:

Sabah, tüm takım Günlük Scrum Toplantısı için bir araya gelir . Herkes şimdiye kadar yaptıkları hakkında kısa ve öz bir açıklama yapar , Sprint Backlogta kalan işin tahminlerini günceller. Herkes bugün ne yapmayı planladığını söyler ve herhangi bir görevi yerine getirmesini engelleyen herhangi bir engel olup olmadığını ortaya çıkarır.

Scrum Takım üyeleri yaptıkları işlerde ne durumda olduklarını kısaca anlatır, problem yaşayanlar bu durumu takım arkadaşlarına bildirir. Scrum Master bu problemden/benzerinden başka yaşayan olup olmadığını sorar.

Scrum Master bu Sprint sırasındaki işin ilerlemesini görselleştirmek için Sprint Burn down Chart’ı günceller.

Sprintler problem olmadığı takdirde birinci gündeki gibi devam eder.

Sprint 1, Gün 10:

Sprintlerin son gününde Scrum Master, takımı Scrum Rewiev’e davet eder. Ekip ürün dışı bir çıktı da hazırlamıştır. Scrum ekibi Scrum Owner ve diğer müşteri/paydaşlara bir sunum yapar. Bu sunumda ürünün ihtiyaçları karşılaması ve talebe cevap vermesi kontrol edilir.

Takım daha sonra bir Sprint Retrospective toplantısı yapar. Bu toplantı sırasında, Sprint sırasında neyin iyi gittiğini ve nelerin iyileştirilebileceğini tartışırlar.

Neleri daha iyi yapabilirdik, neleri düzeltmemiz gerekir sorularına cevap aranan toplantı takıma, üyelerin birbirinin performansları ve yetenekleri hakkında da bilgi verir.

Daha sonra derlenen bu bilgiler gelecek yeni Sprintlerde görev paylaşımı, yapılacak  kartların dağıtımı ve işin daha efektif tamamlanması açısından büyük öneme sahiptir.

Kaynaklar;

 

Yasin İNCE

 

 

 

Proje Yönetimi İçin En İdeal Scrum Araçları

Scrumda proje yönetim süreçlerinin verimliliğini arttırmak amacıyla inovatif araçlar kullanılmaktadır.Sürecin optimize edilmesine olanak tanıyan bu araçlar Kanban,Waterfall gibi diğer metotolojilerde de karşımıza sıkça çıkmaktadır. Zaman ve üretkenlik parametreleriyle bu araçları şu şekilde sıralayabiliriz.

 

1-Jira:

Scrum için en yaygın kullanımdaki araçlardan biri olan Jira; özelleştirilebilir Scrum boardları, yapılacaklar listesi yönetimi ve özel filtreleme tekniği ile karşımıza çıkar. Denge ve işlevselliği birarada sunarken, yeni başlayanlar için biraz karmaşık gelebilir. Jira kullanıcılarına;

  • Güçlü ilerleme raporları
  • İş biriktirme listesi yönetimi
  • Kullanıcı deneyimi eşlemesi
  • Hata izleyici
  • Zaman takibi
  • Özelleştirilebilir gösterge tablosu
  • Sprint yönetimi
  • Özel filtreler
  • Gerçek zamanlı raporlama
  • Çok sayıda üçüncü taraf uygulama entegrasyonu konularında çözümler sunmaktadır.
                                             Jira Backlog Arayüzü

2- TargetProcess: 

Yeni başlayanlar TargetProcess’in aşırı basit görünen arayüzünden dolayı tedirgin olabilmektedir, öyle ki renk olarak dahi zengin bir görünüm sunmamaktadır. TargetProcess yaklaşık 16 yıldır kullanıcılarına müthiş bir özelleştirme imkanı sunmakta, geniş bir spektrumdaki müşteri ağında farklı dikeyler için evrilebilmekte problem yaşamamaktadır. TargetProcess SAFe sayesinde kullanıcılarına mikro ekip yönetiminde kolaylık sunmaktadır.

TargetProcess müşterilerine;

  • Merkezi projeler board
  • Sürükle bırak arayüzü
  • Proje zaman çizelgesi
  • İş biriktirme listesi yönetimi
  • Sorunları ve hataları izleme
  • Paylaşılabilir ekranlar
  • Sprint yönetimi
  • Birden çok proje raporu
  • Kullanıcı deneyimi eşlemesi
  • Çok sayıda üçüncü taraf uygulama entegrasyonu konusunda çözümler sağlamaktadır.
                                             TargetProcess Arayüz

3-VivifyScrum:

Scrum ve Kanban metodolojilerinin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış özelliklerle gelen VivifyScrum , fonksiyonel ve sade bir arayüzle birlikte gelen, kullanımı estetik açıdan çekici kılan , kullanımı oldukça kolay bir araçtır.Araç, kullanıcıların sanal organizasyonlar oluşturmasına ve ilgili tüm ekip üyelerini eklemesine olanak tanır. Kullanıcılar kolayca bir kuruluş içine proje ve pano ekleyebilir ve ilerlemeyi etkili bir şekilde izleyebilir. VivifyScrum ayrıca kendinizi veya ekibinizi Scrum hakkında eğitmek istemeniz durumunda ücretsiz çevrimiçi Scrum eğitimi sağlar. VivifyScrum;

  • Scrum tahtası
  • Ürün biriktirme listesi yönetimi
  • Fatura oluşturma ve paylaşma
  • Proje takvimi
  • Özelleştirilmiş roller ve izinler
  • Güçlü grafikler ve Scrum metrikleri
  • Zaman takibi
  • Özelleştirilebilir proje etiketleri
  • Üçüncü taraf uygulama entegrasyonları özellikleriyle karşımıza çıkmaktadır.
                                          VivifyScrum Arayüz

4-QuickScrum:

 Kolay biriktirme yönetimi için basit bir sürükle ve bırak arayüzü ile gelen web tabanlı bir araç olan QuickScrum ,en kullanıcı dostu çevrimiçi araçlardan biridir. İhtiyacınıza göre özelleştirilebilir bu araç, kolay Scrum uygulaması için bir sonraki seçiminiz olabilir.

Jira gibi araçlar yeni kullanıcılar için karmaşık olsa da , QuickScrum’un kurulumu hızlı olan bir alternatif kullanmak da kolay olabilir.

VivifyScrum gibi, QuickScrum da bireylere ve ekiplere çevrimiçi Scrum eğitimi sağlar. QuickScrum kullanıcılarına ;

  • Scrum tahtası
  • Sürükle bırak işlevi
  • İş kalemleri içindeki yorumlama
  • Etkinlik izleme
  • İş öğesi durumları
  • Özelleştirilebilir filtreler
  • İş akışı izleyicisi
  • Bireysel çaba izci
  • Yak ve grafikleri yak
  • Birden çok üçüncü taraf uygulama entegrasyonu çözümleri sunar.
                   QuickScrum Arayüz

5-ScrumDo: 

Son derece güçlü bir Scrum aracı olan ScrumDo; işlevsel raporlama özelliği ile ön plana çıkmaktadır. Bu raporlama özelliği, proje performansının daha sistematik izlenmesine olanak tanır.Bu raporlar, teslim süresi histogramı, burndown ve burnup çizelgeleri, kümülatif akış diyagramları ve çok daha fazlasını içerir. Proje zaman çizelgesi, proje son tarihlerinizi kontrol altında tutmanıza ve gerektiğinde bilinçli kararlar almanıza olanak tanır.

Buna ek olarak, pano görünümü proje performansınıza hızlı bir şekilde bakmanızı sağlar, böylece projelerinizde şu anda nerede durduğunu bilirsiniz.

ScrumDo kullanıcılarına;

  • Görevler ve alt görevler yönetimi
  • Proje zaman çizelgesi
  • Fikir birliğine dayalı tahmin
  • Burnup ve burndown grafikleri
  • Teslim süresi histogramı
  • Kümülatif akış diyagramları
  • Proje panosu
  • Kullanıcı hikayesi eşlemesi
  • Birden çok üçüncü taraf uygulama entegrasyonu konularında çözümler sunar.                                         ScrumDo ArayüzüKaynaklar:
    -https://www.atlassian.com/software/jira/scrum-boards
    -https://www.targetprocess.com/
    -https://www.vivifyscrum.com/pricing?gclid=CjwKCAjwgdX4BRB_EiwAg8O8HaYmWXFIEp4VQOzvhdr30CArb8QebMGonViffwDlwSZgs14TJm8JWRoCr_oQAvD_BwE
    -https://www.quickscrum.com/
    -https://www.scrumdo.com/


    Scrum hakkındaki bu ikinci yazımda üretkenliği ve verimi arttırmada en ideal 5 Scrum aracından bahsettim. Devam eden süreçte Scrum uygulama örneklerinden bahsedip pratikte nasıl ilerlediğini anlatacağım.
    Yasin.

SCRUM

Bir şeyi yapmak için tek bir yol olması büyümeyi sağlayamaz. Eric Naiburg

İş hayatında üzerinde çalışılan projelerin daha büyük ve karmaşık haller alması, teknolojiyle birlikte müşteri beklentilerinin ve pazar dinamiklerinin daha hızlı değişmesi, şirketlerin daha rekabetçi piyasalarda trendleri yakalama ve hatta belirleme hedefleri, proje süreçlerinin yönetiminde yeni metodolojilere yönelmelerine neden oldu. Bugün bu metodolojilerden ‘Scrum’ dan bahsedeceğim.

Scrum ilk olarak Harvard Business Review’de Hirotaka Takeuchi ve Ikujiro Nonaka’nın yazdığı makalede tanıtıldı.Burada ürün geliştirmeyi Rugby tarzı bir yaklaşımla tanımladılar.

Scrum; ekipleri organize etmek ve işleri planlamak için güçlü bir çerçeve sunarken, bir ekibin ihtiyaçlarını, bir takımın tam olarak nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda dikte etmek için kalıplanabilen bir çerçevedir.Ekip üyelerinin daha efektif performanslar sergilemesine olanak tanır.

Scrum günümüzde ekseriyetle kompleks yazılım süreçlerinin yönetilmesinde kullanılmaktadır. Bunu yaparken bütünü parçalayan; tekrara dayalı bir yöntem izler. Düzenli geri bildirim ve planlamalarla hedefe ulaşmayı sağlar. Bu anlamda ihtiyaca yönelik ve esnek bir yapısı vardır. Müşteri ihtiyacına göre şekillendiği için müşterinin geri bildirimine göre yapılanmayı sağlar. İletişim ve takım çalışması çok önemlidir. 3 temel değer üzerine inşa edilmiştir, bunlar;

  • Şeffaflık: Projedeki hedef,ihtiyaç,ilerleyiş ve sorunların herkes tarafından görülebilmesi,
  • Denetleme: İlerleyiş ve ivmenin düzenli olarak kontrolü,
  • Uyarlama:Projenin yapılabilecek değişikliklere uyum sağlayabilecek esneklikte olmasına olanak tanır.
Scrum ekipleri board karşısında günlük toplantılarını yapar, ne yaptık, ne yapacağız gibi sorulara güncel cevaplar verirler.
Scrum ekipleri bu board karşısında ne yaptık,ne yapacağız sorularına güncel cevaplar verirler.

Scrum Yapısı:

1-Product Backlog:Proje için gerekli ihtiyaçlar listesidir.Ne üretmek istiyoruz? soruna cevap aranır. Product owner tarafından ekibe aktarılan müşteri gereksinimleri öncelik sıralamasına göre sıralanır.Değişen ihtiyaçlara göre Product Backlog’ta güncellemeler yapılabilir.

2-Product Backlog Item: Product Backlog içindeki ihtiyaçlara Product Backlog Item denir.

3-Sprint: Proje Sprint adlı küçük modüllere bölünür, tüm aktiviteler Sprint içindeki 1–2 haftalık süreçlerdir.

4-Sprint Backlog:Geliştirme takımı tarafından product backlog itemlar öncelik sırasına göre sprint içerisine alınırlar. Bir sprint boyunca yapılacak itemların listesini oluşturur. İşlerin detaylı olarak zaman çizelgesi çıkarılır.

5-Scrum Board: Bir sprint içerisinde yapılacak olan maddeler burada yönetilir. Yapılacak olan tasklar “TO DO” bölümüne alınır. Takım üyesi bu işe başladığında “IN PROGRESS” bölümüne getirilir. Bir iş, test için hazırsa “TO VERIFY” durumuna getirilir. İş, kontrol edildikten sonra “DONE” bölümüne getirilir. Scrum toplantılarında bu maddeler durumlarına göre yerleri değiştirilir.

6-Burndown Chart:Yatay ekseninde sprintin günlerini, dikey ekseninde sprintte kalan işi gösteren grafiktir. Scrum’un temel ilkelerinden olan şeffaflığı sağlar.

                                      BurnDown Chart ‘Kalan iş-Gün’bilgisi verir.

Scrumda Roller:

1-Scrum Master: Tüm ekip üyelerinin Scrum’ın teorilerini, kurallarını ve uygulamalarını takip etmesine yardımcı olmaktan sorumludur. Scrum ekibinin, ilerlemesi için engelleri kaldırır,ekibin işini tamamlamak için gereken her şeye sahip olduğundan emin olur.

2-Product Owner: Müşteri ile ekip arasındaki iletişimden sorumludur.Product Backlog’u Product Owner oluşturur. Bir sprite alınan işlerin artık önemi kalmadığında sprinti iptal etme yetkisine sahiptir.

3-Geliştirme Ekibi: Sprint Backlog’un oluşturulması ve Sprint’ e alınan işlerin tamamlanmasını Geliştirme Ekibi gerçekleştirir. 5–7 kişi arasında değişen ekip; işlerini çapraz görev dağılımı ile gerçekleştirir.

                                                        Scrum’da Roller

Scrum Etkinlikleri:

Sprint Planning: Sprint sırasında yapılacak çalışmaların haritalandığı bir toplantıdır. Product Backlog ile belirtilen ihtiyaçlar bu toplantı ile takım tarafından tasklere ayrılır. Takım üyeleri kendi ivme ve performasına göre kendine task alır, üyelerden biri o dönemli performasına fazla gelebilecek bire task alıyorsa diğer ekip üyeleri ve Scrum master konu hakkında fikrini belirtir.

Daily Scrum: Gelecek 24 saati belirlemek üzere her gün aynı yerde, genelde aynı zamanda yapılan 15 dakikalık ayaküstü toplantılardır. Takımdaki her üye dün ne yaptım,bugün ne yapacağım, işimi engelleyen herhangi bir sorun var mı sorularına cevap verir. Bu sayede herhangi bir sorunu var ise scrum master bu problemi ortadan kaldırır. Takım üyelerinden bu probleme yardımcı olabilecek biri var ise toplantı sonunda iletişime geçebilirler.

Sprint Review: Her sprintin sonunda Sprint Review yapılır. Product Owner, Sprint sırasında planlanan çalışmanın tamamlandığını veya tamamlanmadığını açıklar. Ekip daha sonra tamamlanmış işleri sunar ve nelerin plana uygun gittiğini,karşılaşılan sorunların nasıl çözüldüğünü anlatırlar.

Sprint Retrospective: Ekibin kendi öz değerlendirme toplantısıdır.Şeffaflık ve dürüstlük burada çok önemlidir, diğer sprintlerde takımın daha iyi performans gösterebilmesi açısından buradaki çıktılar birer fırsattır. ‘Biz neyi,nasıl daha iyi yapabilirdik,yapabiliriz? Sorularına cevap bulunan bir toplantıdır.

Scrum’a giriş yaptığım bu yazı, Scrum hakkında başladığım blog dizisinin ilkiydi.Devam eden süreçte Scrum uygulamalarından,Dünya’daki örneklerden, çıktılardan ve proje yönetimine katkısından bahsedeceğim.

Yasin.

Pratt & Whitney F135 Motor Özellik ve Maliyetleri

maxresdefault
Lockheed Martin F-35B STOVL

Lockheed Martin (LM) ana yükleniciliğinde Department of Defense (DoD) ın en büyük tedarik programı olan F-35 Joint Strike Fighter (JSF) programı kapsamında 9 ülkenin iş birliğiyle üretilen 5.nesil taarruz uçaklarında Pratt & Whitney üretimi PW F-135  motorları kullanılmaktadır. 3 farklı versiyonla F35 lere tahrik verecek olan      PW   F-135  motorları  şimdiye kadar üretilen en güçlü taarruz uçak motorudur.

11-112003_pratt-whitneys-f135-propulsion-system-is-the-engine
Pratt & Whitney (United Tech) Üretimi PW F-135-100

Bunlardan F-135 PW-100 versiyonu US Air Force un F35A konvansiyonel kalkış ve iniş modeline (CTOL) güç verir. 28000 poundluk itki yaratan bu motor kendi özel brülörü ile 43000 pound gücü görebilmektedir.

Daha karmaşık ve daha pahalı olan F135-PW-600 sistemi  F-35B Kısa Kalkış ve Dikey İniş (STOVL) modelinde kullanılır. Sistem temel olarak Rolls-Royce (Rolls-Royce LiftSystem) tarafından üretilen bir asansör sistemine bağlı bir F135 motorudur. Rolls-Royce LiftSystem bir asansör fanı, bir tahrik mili, 3 Rulmanlı Döner Modül  ve iki rulo direkten oluşur. Tahrik mili F135 motorunu kaldırma fanına bağlar ve 29.000 shp’ye kadar güç sağlar. Kaldırma fanı ileri dikey kaldırma sağlar. Bu ; 20.000 pounddan fazla itme gücü sağlayabilen 50 inç, iki aşamalı ters yönde dönen bir fandır. 3BSM, arka dikey kaldırmayı sağlamak için ana motoru aşağı doğru yönlendiren döner bir jet borusudur. 2.5 saniyede 95 derece dönebilir ve 18, 000 kilo itme yaratır. Uçak rulo kontrolü, F-35’in kanatlarına monte edilmiş iki rulo direk kullanılarak gerçekleştirilir. Bu rulo direkleri her biri 1.950 pound itme sağlar (F135 motorundan bypass ). Toplamda, Rolls-Royce LiftSystem  41.900 kilo itme sağlıyor.

F135-PW-400, Amerikan donanmasının F-35C Taşıyıcı modeline  28.000 pound itme kuvveti veya brülör ile 43.000 pound itme kuvveti sağlar.

F135, ABD Hava Kuvvetleri F22 Raptor a  güç sağlayan kanıtlanmış PW F-119  motorundan geliştirilmiştir.. F135’in geliştirme aşamasının sonunda, F119 yaklaşık 600.000 çalışma uçuşu gerçekleştirmiş ve böylece F135 programı için güçlü bir olgunluk ve performans seviyesi sağlamıştır. 2013 yılına kadar yaklaşık 21.000 test saati tamamlanmıştır (17.700 yer + 2.950 uçuş). Aralık 2014’te, dünya çapında F-35 filosu 25.000 uçuş saati işaretine ulaştı. 50.000 saatlik uçuş saati kilometre taşı Şubat 2016’da aşıldı.

Pratt & Whitney F135-PW 100/400/600 Motorları Teknik Özellikler:

İtme: 28.000 pound – 43.000 pound(afterburner dahil)
Rolls-Royce LiftSystem:
Asansör Fanı (STOVL): 20.000 pound
3BSM (STOVL): 18.000 pound
Rulo direkler (STOVL): 2x 1.950 pound
Genel Basınç Oranı Maksimum Güçte: 28
Kompresör: İki makara, eksenel akış, üç kademeli fan
LP-HP Kompresör Aşamaları: 0-6
HP-LP Türbin Aşamaları: 1-1
Yakıcı Tipi: Dairesel
Motor Kontrolü: FADEC
Uzunluk: CTOL / CV: 5,59 m ; STOVL: 9,37 m
Çap: 1,30 m
Platformlar:   (F-35A; F-35B; F-35C)
F135-PW-100: F-35A
F135-PW-400: F-35C
F135-PW-600: F-35B
Fiyat / Birim Maliyet:
F135-PW-100: 12,4 milyon dolar (2020)
F135-PW-400: 12,4 milyon dolar (2020)
F135-PW-600: 28,8 milyon dolar (2020)

 

 

Geleceğin Malzemelerinden Grafen, Eldesi, PV Solar Cell ve Yarı İletkenlerde Kullanımı

grafen.jpg
Görsel : Bir Süperkapasitörde Grafen Uygulaması Yan Görünüm

Çelikten güçlü, kağıttan ince. Grafeni kısaca böyle tanımlayabiliriz.R&D sinde de çalıştığım  Grafen,  geleceğin akışını değiştiren malzemelerden biri olacak, tıpkı çelik eldesinin yapı endüstrisinde  yarattığı etki gibi.

Yarı iletkenler bilgisayarlarda inovasyonu  ve matbaadan bu yana bilgi teknolojisindeki en büyük artışı sağladı. Bu materyaller toplumun gelişimini şekillendirdi ve hangi ülkelerin jeopolitiğe egemen olduğunu belirlemeye yardımcı oldu.

Grafeni tarif etmenin en basit yolu, tek, ince bir grafit tabakası olmasıdır.Grafit, karbon elementinin bir allotropudur, yani aynı atomlara sahiptir, ancak malzemeye farklı özellikler vererek farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Örneğin, hem elmas hem de grafit karbon formlarıdır, ancak inanılmaz farklı doğalara sahiptirler. Elmaslar inanılmaz güçlüdür, grafit ise  kırılgandır. Grafen atomları altıgen bir forma sahiptir.

İlginçtir, grafen grafitten izole edildiğinde bazı mucizevi özellikler alır. Sadece bir atom kalınlığında, şimdiye kadar keşfedilen ilk iki boyutlu malzemedir. Buna rağmen, grafen aynı zamanda bilinen evrendeki en güçlü malzemelerden biridir. 130 GPa  gerilme mukavemeti ile çelikten 100 kat daha güçlüdür.

Aynı zamanda esnek, şeffaf, yüksek iletkenliğe sahip ve ve çok fazla sayıda sıvı ve gaz molekülü için geçirgenliği yoktur.

Yakın zamana kadar, grafen sadece bir teoriydi, çünkü bilim adamları grafiti tek bir atom ince tabakaya dilimlemenin mümkün olup olmadığından emin değillerdi. İlk izole grafen örneği 2004 yılında Manchester Üniversitesi’nden Andre Geim ve Konstantin Novoselov tarafından keşfedildi. Muazzam, pahalı bir makine parçası kullanarak efsanevi maddeyi izole etmeleri beklenebilir, ancak kullandıkları araç eğlenceli bir şekilde basitti: Bir rulo bant.

Büyük bir grafit bloğunu parlatmak için bant kullanırken, araştırmacılar bant üzerinde olağanüstü ince pullar fark ettiler. Tabakayı  grafit pullarından soymaya devam ederek, sonunda mümkün olduğunca ince bir numune ürettiler. Grafen bulmuşlardı. Bilim dünyası başta şüpheciydi. Popüler Nature dergisi , deney hakkındaki makalelerini iki kez bile reddetti. Sonunda, araştırmaları yayınlandı ve 2010’da Geim ve Novoselov’a keşiflerinden dolayı Nobel Fizik Ödülü verildi.

Grafen çok sayıda üstün özelliğinden sadece  birine sahip olsaydı, potansiyel kullanımlar üzerinde yoğun araştırma konusu olurdu. Pek çok açıdan dikkat çekici olan grafen, bilim insanlarına, tüketici teknolojisi ve çevre bilimi kadar çeşitli alanlarda malzeme için geniş bir kullanım alanı düşünmeleri için ilham verdi.

Yarı İletkenlerde Kullanımı:

Yüksek iletkenliği nedeniyle grafen, yarı iletkenlerde datanın transfer  hızını büyük ölçüde artırmak için kullanılabilir. Son zamanlarda araştırmacılar, yarı iletken polimerlerin, bir silikon tabakasına göre bir grafen tabakasının üzerine yerleştirildiğinde elektriği çok daha hızlı ilettiğini gösteren testler gerçekleştirdi. Bu, polimer daha kalın olsa bile geçerlidir. Bir grafen tabakasının üstüne yerleştirildiğinde 50 nanometre kalınlığındaki bir polimer, polimerin 10 nanometre tabakasından daha iyi bir yük ilettirmiştir. 

Grafenin elektronikte kullanımının önündeki en büyük engel, bir bant boşluğunun olmaması, çaprazlamada bir elektrik akımı akışına izin veren bir malzemedeki değerlik ve iletim bantları arasındaki boşluktur. Bant boşluğu, silikon gibi yarı iletken malzemelerin transistör olarak işlev görmesini sağlayan şeydir; elektronlarının bant boşluğu boyunca itilip itilmemesine bağlı olarak bir elektrik akımı yalıtımı veya iletimi arasında geçiş yapabilirler.

Araştırmacılar grafene bir bant boşluğu vermek için çeşitli yöntemleri test ediyorlar; başarılı olursa, grafen ile yapılmış çok daha hızlı elektronik ürünlerin tasarımına imkan verebilir.

Güçlü elektriksel özelliklerine ek olarak, grafen de oldukça esnek ve şeffaftır. Bu, taşınabilir elektronik cihazlarda kullanım için grafeni cazip kılar. Akıllı telefonlar ve tabletler grafen kullanarak çok daha dayanıklı hale gelebilir ve  kağıt gibi katlanabilir. Giyilebilir elektronik cihazlar son zamanlarda popülerlik kazanmaktadır. Grafen ile, bu cihazları daha da kullanışlı hale getirilebilir, onların bükülebilir şekilde tasarlanmasına olanak sunabilir. 

PV Solar Cell’lerde Kullanımı:

Grafen, altıgenlerin tekrar eden bir deseninde birbirine bağlanan tek bir karbon atomu katmanından yapılır. Şaşırtıcı özelliklere sahip 2 boyutlu bir malzemedir ve ona “harika malzeme” unvanını verir. Son derece güçlü ve neredeyse tamamen şeffaf ve şaşırtıcı derecede iletken ve esnektir. Grafen, bol olan ve nispeten ucuz bir malzeme olabilen karbondan yapılmıştır. Grafen, mevcut ürünleri iyileştirmenin yanı sıra yenilerini ilham etmek için sonsuz bir potansiyele sahiptir.

Tipik olarak, güneş pilleri, bir foton malzemelere çarptığında bir yük üreten ve serbest bir elektronu serbest bırakan silikon kullanır. Silikon, ona çarpan foton başına sadece bir elektron salar. Araştırmalar, grafenin ona çarpan her foton için birden fazla elektron salabileceğini göstermiştir. Bu nedenle, grafen güneş enerjisini dönüştürmede çok daha iyi olabilir. Çok önce, daha ucuz, daha güçlü grafen hücreleri yenilenebilir enerjide büyük bir artışa neden olabilir.

Güneş pilleri iletken ve ışığın geçmesine izin veren malzemeler gerektirir, böylece grafenin mükemmel iletkenlik ve şeffaflığından yararlanır. Grafen  harika bir iletkendir, ancak güneş pili içinde üretilen elektrik akımının toplanmasında çok iyi değildir. Bu nedenle, araştırmacılar bu amaçla grafeni değiştirmenin uygun yollarını arıyorlar. Örneğin, Grafen Oksit (GO) daha az iletken fakat daha şeffaftır ve güneş panelleri için yararlı olabilecek daha iyi bir şarj toplayıcıdır.

İletken İndiyum Kalay Oksit (ITO), bu hedeflere ulaşmak için çoğu organik güneş panelindeki şeffaf elektrotlar olarak iletken olmayan bir cam tabaka ile kullanılır, ancak ITO nadir bulunan kırılgan bir bileşiktir ve güneş panellerini pahalı hale getirir. Birçok araştırma OPV’lerin şeffaf elektrotlarında ITO’nun yerini alan grafene odaklanmaktadır. Diğerleri, elektrot, aktif katmanlar, arayüzey katmanları ve elektron alıcılarında olduğu gibi, başta OPV’ler olmak üzere fotovoltaik cihazların genel performansını iyileştirmek için grafen kullanmanın yollarını araştırmaktadır.

Sıradaki yazı ‘Likopen’ üzerine olacaktır.

 

SEYİR FÜZELERİ

toma
Raytheon Technologies Yapımı Tomahawk Seyir Füzesi

Seyir füzeleri prensip olarak kamikaze saldırısı yapan bir savaş jeti mantığını referans alır. Gücünü turbojet ve ramjet motorlardan alan seyir füzeleri; imal edildiği ülkelerin tercihine bağlı olarak 805 ile 1610 km arasında değişen menzillere sahiptir.450 kilograma kadar çıkabilen harp başlığı ağırlığı (BOEING AGM 86 CALCM) ve 500000 USD ve 2500000 USD arası değişen birim maliyetiyle etki gücü yüksek olduğu kadar pahalı da bir taarruz unsurudur.

Almanya tarafından 1940-1943 yılları arasında R&D’si yapılan V-1 pusejet motorla tahrik edilirken seyir füzelerinin ilki statüsündeydi.

En etkin seyir füzelerinden olan ve  US Army tarafından kullanılan Tomahawk seyir füzesi envanterlerine 1983 senesinde girmiştir. US Army seyir füzelerini 1991’den beri aktif olarak operasyonlarında kullanmaktadır.

Seyir füzeleri onu kullanan orduya yüksek menzil,yüksek harp başlığı taşıma kapasitesi ve az hata toleransıyla imha yeteneği kazandırır. Lakin yüksek birim maliyetten dolayı kullanılacağı hedefin ciddi bir tehdit unsuru olması gerekmektedir.

Seyir füzelerinin hedef imha hassasiyetiyle ilgili olarak ‘1000Km’den bir otomobili rahatça vurabildiği’ ni söylemek yanlış olmayacaktır.

Bir başka öne çıkan özelliği de düşman taarruz ve savunma unsurlarının radarından kaçınma konusundaki  başarısıdır. Tomahawk bunun için; IGS,Tercom,GPS,DSMAC  sistemleriyle radardan kaçarak hedefe doğru güdümlenmektedir.

Bunlardan IGS; kendine doğru gelen bir unsurun hareketini ve ivmesini algılayıp ivmesini ona göre değiştiren bir sistemdir.  Tercam; füzenin üzerinden geçeceği arazinin 3D haritasını veritabanında bulundurur. Tercom sistemi aynı zamanda füzenin yere yakınlığından sorumludur. GPS; yüksek doğrulukla konum tespiti için ordunun uydularını ve GPS ağını kullanır. Füze hedefe yaklaştığında etki noktasını seçmek için bir terminal yönlendirme sistemi devreye girer. DSMAC sistemi ile hareket halindeki hedefler dahil görsel ilişkilendirme metoduyla hedef noktada kalır. Öte yandan seyir füzeleri termal ve ışınsal görüntüleme donanımları da kullanır.

Hypersonic Füzeler ve Geliştirme Zorlukları

file-20190429-194637-1azpce
Görsel:Scramjet motorlu Boeing X-51 Hypersonic Füze/US Air Force

Dünya; özellikle NK’nin füze tehditleri ile başa çıkacak ilham veren çözümler ararken, bir başka tehlike dikkatleri çekiyor: ‘Hypersonic Füzeler’ ve uluslarası ticarete yayılma olasılığı. Hypersonic füzeler saniyede 1 mil=~Mach 5 hızında ilerleyebilen, hava savunma sistemlerinin anti füzelerinden, mili saniyelerle ölçeklendirilen  zaman aralıklarında hareketlerle kurtulabilen, gelişmiş bir hava savunma sistemi olmayan bir alanı istisnalar haricinde rahatça imha edebilen yeni nesil füzelerdir.

Ek olarak bu füzeler  ekstra patlayıcı madde gereksimeden, hedeflerini kinetik enerjiyle de vurabilir. Hypersonic füzeler; hedef aldığı ülkeye tabiri caizse bir savunma inisiyatifi vermediği için uluslararası savaş kurallarına uygunluğu tartışma konusudur. Gelişmiş hava savunma sistemleri ‘çoklu savunma katmanları’ kullanarak Hypersonic füzelere karşı başarı elde etmeyi amaçlamaktadır. Sonuç olarak Hypersonic füze saldırısına maruz kalan bir devlet ‘daha az kötü senaryoyu seçme’ hamlesi yapmaktadır.

Mevcut balistik füzelerin yayılmasının yaratacağı sonuçlar, Hypersonic füzelerin yayılmasının yaratacağı sonuçlarla kıyaslandığında hangisinin daha büyük kaos yaratacağı hala tartışma konusudur. Bir tarafta kıtalararası yüksek irtifa balistikler, diğer tarafta Mach 5 gibi savunma mekanizmalarını çaresiz bırakabilen Hypersonic füze tehditleri varken karar vermek kolay olmayacaktır. Şahsi kanaa tim Hypersonic füze tehditine maruz ülkelerin savunma sistemlerinden ziyade anti – Hypersonic füze saldırı senaryolarıyla koruma yaratmaya çalışmasının daha uygulanabilir olduğudur. Bu şekilde Hypersonic füze saldırısını nötralize etmeye çalışmak mantıklı seçenek olacaktır.

ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Hindistan  Hypersonic füzeler geliştirme yarışına liderlik ediyor. Japonya, Avustralya ve Avrupa, bazı durumlarda görünüşte sivil amaçlar için bileşen teknolojilerini geliştirmektedir. On yıl içinde, Hypersonic füzelerin konuşlandırılması ve potansiyel olarak uluslararası pazarda sunulması muhtemeldir.

Hypersonic füze geliştirmek, R&D yapmak yüksek teknoloji ve maliyet gereksimektedir.

Yakın tarihli bir RC raporu üç büyüklerin (ABD,Rusya,Çin) Hypersonic füze ambargolarıyla birbirlerinin müttefiki ülkelerinin Hypersonic füze R&D’si yapmasına engel oluşturmayı amaçladığını belirtmektedir. Teknolojik zorlukları da ilave edersek söz konusu ambargo; Hypersonic Füze geliştirme çalışmalarını sınırlandırabilme potansiyeline sahiptir.

Hypersonic Füze Geliştirmenin Zorlukları :

İtme:

  • Yüksek Mach sayılarında etkili olan tahrik konfigürasyonları düşük Mach sayıları için verimli değildir. Geniş bir uçuş zarfında çalışmak için verimlilikten ödün vermek ya da hibrit bir sistem gereklidir.
  • Hibrit motorlar veya roket güçlendiriciler bir olasılıktır, ancak mekanik olarak karmaşıktır , pahalı ve ağırdır.
  • Çeşitli tahrik seçenekleri mevcuttur. Yukarıda belirtildiği gibi, ikisinin bir kombinasyonu en iyi cevap olabilir:
    • Roket;
      • Sıvı itici maddenin depolanmasındaki zorluk;
      • Yörünge hızları dahil çok geniş çalışma alanı, ancak düşük hızlarda çok verimli değil;
      • Katı motorlarda yakıt tüketimi azaltmak kısmen  mümkün değildir.
    • Ramjet – Subsonik hızlarda yanmadan önce gelen havayı sıkıştırmak için motorun ileri hareketini kullanır;
      • Mach 1’in altında çok verimsiz. Başlangıç ​​hızına ulaşmak için yardım gerektirir;
      • Mach 2 ve Mach 4 arasında en iyi çalışma. Hız ve rakımın çok özel bir kombinasyonu için optimize edilmedikçe bu sınırların dışında verimsiz;
      • Yanma odasındaki şok dalgası etkileri nedeniyle Mach 6’nın ötesinde çok verimsiz;
      • Yaygın olarak test edilmiş ve kanıtlanmış.
    • Scramjet – Süpersonik hızlarda yanmadan önce gelen havayı sıkıştırmak için motorun ileri hareketini kullanır;
      • Yanma sadece süpersonik hızlarda gerçekleşir;
      • Hidrojen yakıtı ve değişken geometri kullanımı; Mach 4 ve Mach 15+ arasında çalışabilir;
      • Yörünge hızlarında verimsiz. Yükseklik kısıtlamaları getirir;
      • Büyük ölçüde denenmemiş – birçok gelişimsel zorluk devam etmektedir.

Yönlendirme-Kontrol

  • Yüksek hız efektleri yönlendirme seçeneklerini sınırlar:
    • Elektro-Optik ve Radyo Frekansı arayanlar füzenin önünde üretilen plazma ile çalışamazlar;
    • Atalet sistemleri uzun mesafelerde yanlıştır;
    • Sıkışma / sahtekarlığa karşı savunmasız uydu düzeltmeli rehberlik;
    • Arka bölümdeki kılavuz rölesi sıkışmaya açıktır.

Aerodinamik

  • Yüksek Mach sayıları için verimli aerodinamik kaldırma-sürükleme (L / D) yapılandırmaları düşük Mach sayıları için verimli değildir. Verimlilik konusunda bir ortak spektrum  gereklidir;
  • Sürtünmeyi azaltmak için ince yapılar gereklidir, ancak termal etkilerden korunması daha zordur;
  • Aşırı sıcaklıklara şok sınır tabakası ısıtma;
    • LM test aracı 2.000 ° C yüzey sıcaklığına ulaşacaktır;
    • Alüminyum ve titanyum uygun değildir. Seramik kullanmak zorunda kalınmaktadır.

Bu zorluklara politik ve askeri tehditler ve müttefiklikler de eklenince Hypersonic füze geliştirmek ülkeler için hem elzem olmakta, hem de savunma mekanizmaları için yeni siyasi ortaklıklar kurulabilmektedir.

 Özellikle Rusya, belki de NATO’nun yıkıcı bir hypersonic saldırı gerçekleştirebileceği korkusuyla hypersonic füzelerin tehlikeleri konusunda bu alanda R&D yapmaktadır.Aynı şekilde Çin için de Hindistan ve Japonya tehditleri söz konusudur.

Kısacası Hypersonic füzeler de tıpkı hava savunma sistemleri gibi hem askeri koz hem de yeni denge değiştirileri olarak askeri politikalara şekil verecektir.

Askeri tekolojik gelişmelerin temelde saldırı değil; caydırıcılık savunma için olması gerektiğini de burdan tekrar vurgulamış olayım

Yasin İnce

ELECTROMAGNETIC RAILGUN

Electromagnetic railgun  (EMR) temelde elektromanyetik alan oluşturarak mermi hızını, zırh delme miktarını ve etkin menzili arttırmayı amaçlamış ve başarmış bir sistemdir.Günümüzde 16000 m/s hıza ulaşılabilmektedir.(US Army)

Silah basit bir şekilde şemalanacak olursa temel 3 parça yer alıyor. Bu parçalar güç kaynağı, birbirine paralel ray sistemi ve hareket armatürü(mermiyi tutan iki paralel ray arasındaki hareketli parçacık). Güç kaynağının pozitif terminalinden çıkan elektrik akımı, pozitif ray üzerinde ilerleyip aradaki köprü görevi gören armatürün üzerinden negatif raya geçiyor ve negatif ray üzerinden de güç kaynağına dönüyor. Tabi ki ray üzerindeki bu akım geçişi bir manyetik alan yaratıyor. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta; manyetik alanlar birbirine zıt yönlü(resimde de görülen halkalar), bunun nedeni de sağ el kuralı. Sağ el kuralından bahsetmek gerekirse; sağ el baş parmağımız akım yönünü gösterecek şekilde avucumuzu açarız, geri kalan parmaklar kıvrılır. Elimiz bir silindiri tutuyormuş gibi olur ve kıvrılan parmaklar manyetik alan yönelimini verecektir. Bu hiçbir zaman şaşmayacak bir yöntemdir.

Akımı raya verdik armatür üzerinden diğer raya geçirdik dolaşımı sağladık bu dolaşım sağlanırken de manyetik alanı oluşturduk. Sonuç itibariyle tüm bu şamatadan sonra elimizde bir kuvvet oluşsun ki mermiyi fırlatalım bu da lorentz kuvveti. F = (i)(L)(B) i: akım. L: rayın uzunluğu. B: manyetik alan ve son olarak F:kuvvet. Teorik olarak bu şekilde çalışan bir silah olan rail gun; uygulamada elbette bir çok soru ve sorun ile karşılaşmıştır. Mesela bu akım yüksek bir akım olacak ve üzerinden ne kadar yüksek akım geçerse raylar o kadar ısınacak. Acaba ısınan raylar yüzünden verim kaybı olacak mı? Oluşan büyük manyetik alan neticesinde acaba silah bu bir mıknatıs gibi davranabilir mi? Veya iki adet rail gun yanyana olduklarında oluşturdukları manyetik alanların birbirlerine etkileri ne olabilir? Bu silahla bir duvarın arkasına etki edilebilir mi? gibi birçok soru sorulabilir.

Silahın ne tür mermi kullanacağına gelirsek, ferro manyetik elementlerin kullanılacağı muhtemel ama ferromanyetik özellik gösteren her element kullanılabilir mi acaba? Zira dediğim gibi bu elektromanyetik alan canavarı biraz ısınacak ve maksimum kuvvet için iyi bir iletken kullanmak gerekecek. Elbetteki bunun çok sert, erime ısısı yüksek ve genleşme katsayısı düşük bir element olması da gerekiyor. Bu gibi özellikleri ekleyince günümüz uçak sanayii ve uzay teknolojisinde kullanılan Tungsten(wolfram) akla en yatkın tercih olarak akıllara gelmektedir.

Artificial Intelligence

Yapay zekayı anlamak, herşeyden önce bilgisayarda klasik şekilde veri işleme düşüncesinden uzaklaşmayı gerektirir.Burada söz konusu olan bilgisayarın program ile klasik algoritmik işlemler yapmasından öte son derece uç özelliklerle karşımıza çıkmasıdır.Yapay zeka literatürde AI ( Artificial Intelligence) olarak geçer.Yapay zeka temelde insan tarafından yapıldığında zeka olarak adlandırılan davranışların makine tarafından yapılmasıdır.

Bu noktada yapay zeka ile de yapılabilecek davranışları ; karışık ve zıt durumlardan anlamlar çıkarmak, yeni durumlara başarılı ve çabuk bir şekilde cevap verebilmek,bilgiyi anlamak ve kullanmak şeklinde örneklendirebiliriz.

Birleşik Devletler’deki Darmouth Konferansı (1956),   şüphesiz ki yapay zeka alanındaki ilk büyük somut adımdı.Konferansa MIT (AI), IBM, USAIF’dan uzmanlar katıldığı gibi, Nobel bilim ödüllü bilim adamlarının da katılması bu konunun küresel olduğunu destekler nitelikteydi.

İlk yapay zekalı programlama dili olarak LISP karşımıza çıktı, şuan kullanımda hala lehçeleri vardır. LISP; BASIC,FORTRAN,COBOL ve PASCAL’ın aksine sembol-kural ve aralarındaki ilişki gibi ayrıntılarla da ilgilenmemize olanak tanıdı.

Yapay zeka teknikleri ve uygulamaları:

1-Bilgi tabanlı uzman sistem yaklaşımı

2-Yapay sinir ağları

3-Bulanık mantık

4-Hibrit algoritmalar

5-Soft Computing

Verdiğim seminerlerde en çok üzerinde durduğum, benim de kullandığım Bulanık mantık bu teknikler içinde özel bi yere sahiptir.Bulanık mantık salt 0 ve 1 yada doğru mu yanlış mı yerine ‘ne kadar doğru, ne kadar yanlış’ sorularına da çözüm üretir. IOS’ta sunmayı planladığım application bulanık mantık temelli olacak.Üyesi olduğum uluslararası platformlar gösterdi ki, netlik isteyen Batı dünyasına karşılık esnek alanlarla da ilgilenebilen bulanık mantık Doğu için daha kullanışlı.Örn:Japonya.

Yapay zeka yazılımlarından POP-11 özel bir yere sahiptir.Yorumlanmış dilin birçok özellikleriyle birlikte reflektif, aşamalı derlenen programlama dilidir.University of Sussex tarafından geliştirilmiştir.POP-11’in bir diğer özelliği de ilk sınıf fonksiyonları desteklemesidir.

Günümüzdeki yapay zeka teknolojilerinden bahsedecek olursak Microsoft’un DeepCoder’ı ilk akla gelenlerden olacaktır.Cambridge-Microsoft partnerliğinde gerçekleşen bu çalışma kod yazabilen bir yapay zeka geliştirdi.DeepCoder’ın bir diğer özelliği öğrenme kapasitesine sahip olması.Bir diğer büyük destekli çalışma yapay zekanın  kontrol edilmezse felakete yol açacağını düşünen Elon Musk’tan geldi. Musk, Neuralink’le insan beynindeki sinir ağlarıyla bilgisayarları birbirine bağlamayı hedefliyor.Beyin içine yerleştirilecek mikroimplantlarla parkinson,epilepsi gibi rahatsızlıkları tedavi etmenin yanısıra,veri transferi de diğer amaçlar arasında.

Bu son kısma Türkiye’de yapay zeka başlığını açmayı isterdim.Ülke olarak Industry 4.0 ‘ı da kaçırmak üzereyiz ki bunun sonuçları çok daha ağır olur.O yüzden ilerleyen zamanlarda buraya kendi yapay zeka çalışmalarımı ve sonuçlarını yazacağım.